Fatih Sultan Mehmet
Fatih Sultan Mehmet

II. Mehmed (Osmanlı Türkçesi: محمد ثانى, Meḥmed-i s̠ānī; bilinen adıyla Fatih Sultan Mehmed; kısaca Fâtih, Osmanlı Türkçesi ile فاتح; Avrupa’da tanınan adıyla: Grand Turco (Büyük Türk) veya Turcarum Imperator (Türk İmparatoru)[1][2][3]; 30 Mart 1432 – 3 Mayıs 1481)[4][5], Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahı. Tarihî kaynaklarda ismi, Mehmed isimli diğer padişahlarınki gibi, Muhammed şeklinde geçer.[6][7][8][9][10][11][12][13] İlk olarak 1444-46 yılları arasında kısa bir dönem, daha sonra 1451’den 1481 yılında ölümüne kadar 30 yıl boyunca hüküm sürdü.

II. Mehmed, 21 yaşında İstanbul’u fethederek 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu’na son verdi ve bu olay birçok tarihçi tarafından Orta Çağ’ın sonu Yeni Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edildi.[14] Fetih’ten sonra Fethin Babası anlamına gelen “Ebû’l-Feth” Osmanlı Türkçesi ile ابو الفتح, daha sonraki dönemlerde ise “Çağ Açan Hükümdar” ve “Kayser-i Rûm” (Roma İmparatoru, Osmanlı Türkçesi: قیصر روم) unvanları ile anıldı.[15][16]

Fatih, İslam peygamberi Muhammed’in “Konstantiniyye elbet fetholunacaktır. Onu fethedecek komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.” hadisine nâil olduğu için günümüzde Türkiye ve İslam dünyasının geniş bir kesiminde “kahraman” olarak kabul edilmektedir.[17]

ataturk
Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk[n 2] (1881[n 3] – 10 Kasım 1938), Türk mareşal, devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu. 1923’ten 1938’deki vefatına kadar arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusuna hizmet eden Atatürk; Çanakkale Cephesi’nde miralaylığa,[2] Sina ve Filistin Cephesi’nde ise Yıldırım Orduları komutanlığına atandı. Savaşın sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilgisini takiben Kurtuluş Savaşı ile simgelenen Türk Ulusal Hareketi’ne önderlik etti. Türk Kurtuluş Savaşı sürecinde Ankara Hükûmeti’ni kurdu, Türk Orduları Başkomutanı olarak Sakarya Meydan Muharebesi’ndeki başarısından dolayı 19 Eylül 1921 tarihinde “Gazi” unvanını aldı ve mareşalliğe yükseldi, askeri eylemleriyle İtilaf Devletleri tarafından gönderilen askeri güçleri bozguna uğrattı ve Türk milletini zafere götürdü.

Atatürk daha sonra modern, ilerici ve laik bir ulus devleti oluşturmak için politik, ekonomik ve kültürel alanlarda sekülarist ve milliyetçi karakterdeki reformlarını başlattı. Yabancılara tanınan ekonomik imtiyazlar kaldırıldı ve onlara ait üretim araçları ve demiryolları millîleştirildi. Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu ile eğitim Türk hükûmetinin denetimine girdi. Seküler ve bilimsel eğitim esas alındı. Binlerce yeni okul inşa edildi. İlköğretim ücretsiz ve zorunlu hale getirildi. Yabancı okullar devlet denetimine alındı. Köylülerin sırtına yüklenen ağır vergiler azaltıldı. Erkeklerin serpuş ve kıyafetlerinde değişiklikler yapıldı. Takvim, saat ve ölçülerde değişikliklere gidildi. Mecelle kaldırılarak yerine seküler Türk Kanunu Medenisi yürürlüğe konuldu. Kadınların sivil ve politik hakları pek çok Batı ülkesinden önce tanındı. Çok eşlilik yasaklandı. Kadınların şahitliği ve miras hakkı erkeklerinkiyle eşit hale getirildi. Benzer şekilde, dünyanın çoğu ülkesinden önce olarak Türkiye’de kadınların ilkin yerel seçimlerde (1930), sonra genel seçimlerde (1934) seçme ve seçilme hakkı tanındı. Ceza ve borçlar hukukunda seküler yasalar yürürlüğe konuldu. Sanayi Teşvik Kanunu kabul edildi. Toprak Reformu için çabalandı.[3] Arap harfleri temelli Osmanlı alfabesinin yerine Latin harfleri temelli yeni Türk alfabesi kabul edildi. Halkı okuryazar kılmak için eğitim seferberliği başlatıldı. Üniversite Reformu gerçekleştirildi. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı yürürlüğe konuldu. Sınıf ve statü farkı gözeten lâkap ve unvanlar kaldırıldı ve soyadları yürürlüğe konuldu. Homojen ve birleşmiş bir ulus yaratılması için Türkleştirme politikası yürütüldü.[4][5][6] Türk olmayan azınlıklar kamuoyunda Türkçe konuşmaya zorlandı,[7] Türkçe olmayan toponomiler ve azınlıkların soyadları Türkçeye çevrildi.[8][9]

Atatürk Cumhuriyet Halk Partisi’ni Halk Fırkası adıyla kurdu ve ilk genel başkanı oldu. Çok sayıda kamu kurumu onun tarafından veya onun desteğiyle kuruldu. Türkiye’nin ilk yerli uçağı, onun döneminde Vecihi Hürkuş tarafından üretildi.[10]

Birleşmiş Milletler’in UNESCO örgütü, “olağanüstü bir reformcu olduğunu göz önünde tutarak, özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı en önce açılan savaşların ilk liderlerinden biri olduğunu kabul ederek, dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın kurulması için çalışmalarının olağanüstü bir örnek olduğunu ve tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrımını gözetmeden, bir uyum ve işbirliği çağının doğacağına olan inancını anımsatarak, eylemlerini her zaman barış, uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünden yapmış” Atatürk’ü, 100. doğum yılı olan 1981’i tüm ülkelerin oy birliğiyle “Atatürk Yılı” olarak kabul ederek onurlandırmıştır.[11][12]